Son nefese kadar umudunuz bitmeyecek.
Umut, yaşamın goncasıdır çünkü.
Hayatın açmak üzere olan tomurcuğudur o!
Umut bittiğinde hayat da söner.
Kadın voleybolcularımız 2-0 gerideyken bunu yaşattılar bize.
Umut tomurcuğu nasıl da açıldı ha.
Sonuç da galip gelen yüreğinde o umudu tüketmeyen kızlarımız oldu.
Hele hele bir Vargas vardı ki, ‘Ben Vargas; Melissa Vargas’ diyordu sahada.
Hollanda’nın kadınlarının son çivisini de Vargas çaktı.
“El ele tutuşup İstiklal Marşı okuyabileceğim bir sporcu olması benim şahsi fikrim. Takımımda bir Kübalı değil, bir Türk vatandaşı görmek benim daha çok hoşuma gider…” sözleri nasıl da taca çıktı bu sonuçla…
Anlaşılan bu hanım kızımız, halkına bir kez bile yalan söylememiş, hiç aldatılamamış, bir kez bile yanılmamış, yanıltılamamış Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sözünü yanlış özümsemiş…
Atatürk Ne Mutlu Türk’üm diyene… sözünü dedi doğru ama bu söz ırkçı, kafatasçı, ayrıştırıcı bir söz değildir…
Aksine birleştirici bir sözdür.
Büyük Önder “Ne Mutlu Türk doğana” dememiştir…
Ne Mutlu Türk’üm diyene demiştir…
Bu söz, öyle partiler üstü, öyle ideolojiler üstüdür ki…
Kısacası ister Çinli ol,
ister siyahi ol,
ister Alman ol, velhasıl, isterse kökenin şu veya bu milletten olsun, sen kendine Türk’üm diyorsan Türk’sündür.. diyor… Bunu anlatıyor bu söz.
Bak bakalım Fransız sporculara ne kadar siyahi sporcu var aralarında, söyleyin o sporcuların neresi Fransız Allah aşkına…
İngilizlere bak hele, sarışın İngilizlerden ne eser kalmış…
Hele hele hatırlayın, sapsarı Alman Milli Takımında yarısı siyahi oyuncuydu Avrupa Şampiyonasında…
Sarı insanlar diyarı kuzey ülkelerin sporcularına bakın…
Hepsi öyle değil mi yani…
O kişinin beğenmediği Vargas, filelere takılıp karşı takıma puan kaptıran kişiyi de galip getirmedi mi…
Evet, nerede doğmuş Vargas, Küba’da…
Nereli Vargas Kübalı…
Ama hangi takımda oluyor Vargas, Türk Milli takımında…
Ay Yıldızlı formayı giyip oynuyor mu Vargas, oynuyor…
Çakıyor mu smaçları Vargas, çakıyor!
Vargas artık bu toprakların kızıdır…
Bir gün bu ırkçı söylemler yüzünden fikir değiştirip bu toprakları terk edip gitse bile artık bu milletin kızıdır Melissa Vargas…
Nereli olursan ol, Ben Türk’üm diyerek sahada Milli formayı giyiyor mu Vargas giyiyor.
Vargas’ın torpili var mı, YOK!
Torpilsiz Vargas Türk bayraklı forması dünyaya meydan okuyor mu, okuyor…
Kübalı değil Türk tercih edermiş milli takımda…
Hadi be oradan…
Sanki bu ülkede kan testi yapılıyor…
Kendisine Türk’üm diyen onca hain yok mu sanki bu ülkede…
Bu yüzden Melissa Vargas, herkesten çok daha Türk’tür.
Yahu ya da kabul edin en az herkes kadar Türk’tür!
Büyük Önder Atatürk’ün birleştirici sözünün çelikleşmiş ifadesi olarak gösterilmelidir!
Kısaca dostlar,
Nereli olursan ol,
hangi ırktan olursan ol,
hangi dili konuşuyorsan konuş,
derinin rengi ne olursa olsun,
kendine Türk’üm diyor musun,
bunu kabul ediyor musun,
e işte o zaman Ne Mutlu Türk’üm diye sana…
Ne Mutlu Sana kardeşim…
Gel katıl bu güzel topluma…
İstersen Aborjin ol, istersen eskimo,
istersen Siyahi biri,
sen kendine Türk’üm diyorsan Türk’sün canım kardeşim…
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün birleştirici sözü budur!
Belki de bu yüzden sevmişimdir bir spikerin bir zamanlar haberleri kapatırken söylediği o cümleyi.
“İyi akşamlar Türkiye” derdi ve eklerdi
“Her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan”…
Bana birçok kişi sorardı bu adam ne demek istiyor diye
Ben de ‘Anlamı cümlenin içinde’ derdim:
Ne diyecek be adam,
Dünyanın neresinde olursan ol,
ister kutuplarda ister ayda,
ister Afrika’da, ister Avrupa’da, Amerika’da veya Mars’ta…
Ama Türk gibi davranışlarda bulunuyorsan,
bir büyüğün içeri girdiğinde ayağa kalkıyorsan,
misal kahve içip fal baktırıyorsan,
divana bağdaş kurup oturuyorsan,
annene hala ‘Gız ana gız’ diye hitap ediyorsan,
Amcana, ‘Emmi’;
büyükannene ‘Nene’ diyorsan,
uzaklarda da olsa bayramlarda büyüklerin elini öpüyorsan,
kısaca buram buram Anadolu’yu,
Türkiye’yi yaşatıyorsan ‘İyi akşamlarlar Türkiye’… diyordu adam
Uzaklarda arama Türkiye’yi o senin içinde diyordu o sözün anlamı…
Neyse, anam babam neyse,
Unutmayın ki, son saniyeye kadar umudunuz bitmeyecek.
Voleybolcu kızlarımızın yaptığı gibi…
Çünkü, umut yaşamın goncasıdır…
Kim bilir, belki de bu yüzden
Anka kuşunu ‘Kartala’ benzetirim.
Hani kendi gözyaşıyla yanan Anka Kuşu…
Sonra,
Küllerinden yeniden doğan kuş var ya o kuş…
Anka Kuşuna kalbimin akma nedeni bence budur!
Ve elbette bir gün,
kendi yurdunda parya edilen bu milletin güzel insanları da yeniden doğacaktır…
Bugün,
‘Hatıralarımız da kuşlar gibi konacak dal buldu…’ ya siz ona bakın…
Vargas artık Türk’tür, Fidel Castro ve Che Guevara ise haksızlıklara karşı olduğu için Türklere Türk kadar yakın kişilerdir…
Tıpkı Beşiktaşlılar gibi…
Beşiktaşlı olduğumuz için haksızlığa karşı çıkmıyoruz.
Haksızlığa karşı çıktığımız için Beşiktaşlıyız…
Fidel gibi, Che Guevara gibi…
Çünkü, haksızlığa karşı çıkmanın,
adaletsizliğe karşı çıkmanın dini, imanı, dili, ırkı, mezhebi yoktur…
Tıpkı gözyaşlarının rengi olmadığı gibi…
Bu yüzden bütün gözyaşları eşittir…
Birbirinin üstü değildir!
Türk milleti de yeryüzüne geldiği günden beri haksızlara karşı çıkmış bir millettir! Yeryüzünde onca zulme uğramasına rağmen!
Son sözüm odur ki,
Ne mutlu Türk’üm diyene anam babam,
Ne Mutlu…
En Kalbi Muhabbetlerimle…
Ben CAN; Orhan Can…