Galatasaray, kendi sahasında taraftarı ile bütünleştiği zaman zor maç kaybeder. Başakşehir karşısında 60 dakika öyle bir baskı yaptılarki rakibin Muslera ile buluşan bir topu olmadı. Evet, ilk yarı 2-0 bitti ama çok daha fazlası olabilirdi. Kaleci Volkan ve defans farkın artmasının önüne geçtiler.
Okan hocanın futbol felsefesindeki birinci öncelik hücum… Galatasaray gol atar veya atmaz onu bilemiyorum ama bütün futbolcular maçı biran önce koparmak için orta sahada rakibe baskı yapıyorlar.
Dün gece altın çocuk Barış Alper müthiş bir gol attı. Rakibinden kurtuluşu, kaleye topu vuruşu, her şeyiyle tek kelimeyle muhteşemdi. Bu gol takımının özgüvenini getirdi. Mertens büyük usta. Zaman zaman hatalar yapmasına rağmen oyunun genelinde o kadar akıllı işler yapıyorki, rakip kaleye attığı deparlar, takipçiliği tek kelime ile harika… Topa vuruyor, kaleci Volkan’dan geriye gelen topa bir daha vurup golü atıyor hem de o kalabalık defans içinde… Bunu her futbolcu yapamaz.
Orta sahada Kerem Demirbay, defansta Sanchez, Kaan Ayhan ve Galatasaray’ın parlayan yıldızı, sahada basmadık yer bırakmayan Barış Alper dün gecenin starlarıydı.
Kerem Aktürkoğlu o tribünlerle yaşanan kötü tezahüratın etkisinden kurtulamıyor, çok top kaybediyor. Zaha’nın da tam olarak bir standartı yok. İkinci yarı Kerem’in yerine oyuna girdi. Herkesin ondan beklentisi çok fazla. Sadece koşmakla da futbol oynanmıyor. Zaha çok top eziyor. Bir bakıyorsunuz bazı maçları kurtaran futbolcu bir bakıyorsun takımın en kötüsü…
Kerem Demirbay’a ayrı bir parentez açmak istiyorum. Gerçekten çok iyi bir futbolcu, hele ilk yarıdaki performansı nefisti. Rakip atakları kesti, arkadaşlarına çok isabetli paslar verdi ve gol atmak için büyük çaba sarfetti.